Panik Atak
“ Panik atak doğru destek alındığında sonlanabilen bir sıkıntıdır.”
Panik Atak Nedir?
Arkadaşlarınızla birlikte geçirdiğiniz güzel bir günün ardından evinize geldiniz. Günün yorgunluğuyla kendinizi rahat yatağınıza attınız ve gözlerinizi kapattınız. Herhangi bir tehlike ortamı olmadığı halde bir anda kalp atışlarınız hızlandı ve soğuk soğuk terlemeye başladınız. Kalbinizin sesi tüm sesleri bastırmaya başladı. Boğulma hissiyle beraber gelen ‘Ölüyor muyum?’ sorusu tüm düşüncelerinizin önüne geçerek zihninizi meşgul ediyor. Başınız dönüyor ve kulaklarınız durmaksızın çınlıyor. Ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. İşte tüm bu belirtileri internette aratırsanız karşınıza tek bir sonuç çıkacaktır: Panik atak.
Panik kelimesi Fransızca panique “büyük korku” sözcüğünden alıntıdır. Panik atak adı ise, pek çok psikolojik hastalıkta olduğu gibi mitolojiden gelmektedir. Yunan mitolojisine göre yarı keçi yarı insan suretinde bir yaratık olan, çobanların ve kırların tanrısı ‘pan’, aniden insanların karşısına çıkar ve görüntüsüyle onları korkuturdu. Bu hikâyeden yola çıkarak insanların ani, kontrol edilemez duygularını ve buna bağlı olarak oluşan birtakım davranışlarını tanımlamak için kullanılan ‘panik’ sözcüğü doğdu.
Panik atak, ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan, kişiyi dehşet içinde bırakan, kaygı ve panik hissi oluşturan, kişinin fiziksel varlığını da etkileyebilen psikolojik bir durumdur. Aslında panik atak bir çeşit anskiyete bozukluğudur. Atağın tekrar ortaya çıkması düşüncesi de kişide şiddetli bir kaygı oluşturabilir. Zaman zaman tekrarlayan bu durum, kişinin kendini sıkıntılı bir durumda veya korku içinde bulmasına neden olur. Giderek şiddetlenen bu korku nöbetleri, çoğunlukla 10-30 dk arası sürer ve kendiliğinden sonlanır. Nadir olarak daha uzun süren panik ataklar da meydana gelebilir.
Panik Atak Belirtileri
Panik atak sırasında kişi, anksiyetenin yanı sıra birtakım zihinsel ve fiziksel semptomlar ile karşılaşır. Bu belirtiler belirgin bir neden olmaksızın hızlı bir şekilde belirebilir. Erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülen panik atağın belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
-Aklını kaybetmek veya ölümle ilgili sık sık düşünmek
-göğüs ağrısı ve göğüste sıkışma hissi
-karın ağrısı
-kaslarda gerginlik
-mide bulantısı
-baş dönmesi, baş ağrısı
-karıncalanma ve uyuşma hissi
-terleme, ateş basması
-üşüme, titreme
-nefes darlığı, boğulma hissi
-kontrolünü kaybetme hissi
-bulanık görme
-ağız kuruluğu
-ani tuvalet ihtiyacı
-diyare (ishal)
-kulak çınlaması
-derealizasyon (gerçeklik dışı hissetmek) ya da depersonalizasyon (bedeninden ayrılmış gibi hissetmek)
-ölüm korkusu
PANİK ATAK NEDEN OLUR?
Panik atak, birçok psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi çeşitli sebeplere bağlı olarak gelişebilir. Genetik faktörler, strese duyarlı olmak, yakın zamanda ya da geçmişte yaşanan travmatik olaylar, kötü deneyimler, bu gibi durumları yaşamış bir aile üyesinin/tanıdığın olması, olumsuz duygu ve düşüncelere yatkınlık, sigara, kafein ve uyuşturucu madde kullanımı panik atak riskini artıran etkenler arasında yer alır. Çoğu zaman stres yaratan olaylar panik atağı tetikler. Bunlar önemli yaşamsal olaylar olabilir.
Biyolojik yönden bakıldığında ise panik atak, beynimizde nöron adı verilen sinir hücreleri tarafından salgılanan bazı beyin hormonlarının anormal işleyişi sonucu ortaya çıkar. Ortalama bir insanın yaşamı süresince panik atak geçirme ihtimali yaklaşık olarak % 10’dur. Birinci derece akrabasında (anne baba, kardeş ya da çocuğu) panik atak olan kişilerde ise bu olasılık % 15’lere çıkabilir.
PANİK ATAK TANISI NASIL KONULUR?
Panik atak pek çok tıbbi hastalığa benzeyebilir. Belirli kriterlere dayalı değerlendirmeden sonra alanında uzman bir psikiyatrist ve psikolog ekibi tarafından tanı konulabilir. Bu noktada danışanın öyküsünü dikkatle dinlemek çok önemlidir. Belirtilerin başka bir durumdan kaynaklanmadığından emin olmak gerekir. Atakların sıklığı, atak sırasında neler hissedildiği ve bu durumun kişinin hayatını ne derecede etkilediği de göz ardı edilmemelidir.
PANİK ATAK TEDAVİSİ
Panik atak tedavisinde kullanılan birden fazla yöntem vardır. Temel tedavi yaklaşımında hem farmakolojik (ilaç) tedavi yöntemlerine hem de psikoterapi uygulamalarına başvurulur. İki yöntemin de birbirine üstünlükleri yoktur ancak kalıcı çözüm ve yaşam kalitesini artırmak için psikoterapi almak gereklidir. Bu süreçte önemli olan başvuran kişiyi önce doğru şekilde değerlendirmek ve ona hangi yöntemin daha faydalı olacağını tespit etmektir. Bazen iki yöntem beraber olacak şekilde tedavi planlanır. Bu şekilde daha hızlı sonuç alındığı düşünülmektedir. Bazı danışanlar ilaç tedavisi almak istemeyebilir, burada kişinin hangi tedavi yöntemini istediği dikkate alınır. Psikoterapi almak ilaç tedavisinin alternatifi değildir, psikoterapi hizmeti; yaşanılan psikolojik problemlerin kökenine yönelik çözümler sunmayı hedefler.
Tedavi amacı danışanın maksimum düzeyde fayda almasını sağlamaktır.
Başvurulan psikoterapi yöntemlerinden en yaygını bilişsel davranışçı psikoterapidir.
Bilişsel Davranışçı Psikoterapi yönteminde iki temel amaç vardır:
- Temelde oldukça zararsız olan panik atak belirtileri hakkında hastaların yanlış bilgi ve inançlarını düzeltmek ve hastalara bu belirtilerle korkmadan nasıl baş edeceklerini öğretmek, yani bir başka deyişle psikolojik eğitim vermek.
- Panik ataklardan dolayı kaçındığınız yer ve durumları kademeli olarak, uzman eşliğinde veya profesyonel yöntemlerle deneyimleterek normalleştirmek. Yani danışanın bağımsızlaşmasını, duygu ve düşüncelerini yönetebilir hale gelmesini sağlamaktır.
Bu amaçlar anlaşıldıktan sonra danışan panik atak sırasında kendisini daha rahat hissedebilir. Başarılı bir BDT sonrasında danışanlar daha önce bulunmadıkları ortamlar ve yapmaktan çekindikleri davranışlar konusunda daha güvende hissedebilirler.
Psikoterapi teknikleri ile tedaviden olumlu sonuç alınması hem çaba hem de vakit gerektiren bir süreçtir. Genelde kişiler birkaç hafta içerisinde panik atak ile ilgili belirtilerinin azaldıklarını fark ederler ve yaklaşık olarak birkaç aylık bir terapi süreci sonunda bu belirtilerde belirgin bir düşüş gerçekleşebilir. Danışanların, tekrarlayan atakların önüne geçmek ve kontrol altına alabilmek için terapi planına ve sürece sadık kalması ve sabırla beklemesi önemli bir konudur. Panik atak sık tekrarlayan bir sendrom olduğundan danışanların panik ataksız geçirdiği sürelerde ilaç tedavisini ya da psikoterapiyi psikiyatristine ya da psikoloğuna danışmadan bırakmamaları gerekmektedir.
Psikiyatri doktorunuz belirlediği ilaca minimum bir dozla başlamanızı tavsiye eder ve düzenli kontrollerle dozu gerektiğinde artırarak, panik atakların önüne geçer. İlaç tedavileri kişinin birincil bedensel belirtilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Aynı zamanda panik atakları tetikleyen stres faktörlerinin ve günlük olayların çalışılması, ileride yeniden birikim ile çıkabilecek panik bozukluğun önüne geçilmesini sağlayacaktır. Bu yüzden ilaç kullanılsa dahi Bilişsel Davranışçı Terapinin uygulanması gereklidir.
PANİK ATAK TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?
Panik atak erken dönemde saptanıp tedavi edilmezse, danışan üzerindeki etkileri ilerler ve bu durum panik bozukluğa dönüşebilir, ayrıca sosyal bozuklukla başlayıp tamamen dış dünyayla yüzleşmemeye kadar varabilir. Kişinin yaşam kalitesi büyük ölçüde azalır ve hayattan zevk alamaz hale gelir, kendini hasta olarak görür, sosyal yaşantısı azalır veya yok olur. İlerleyen dönemlerde çaresizlik ve umutsuzluk sonucu depresyona sebep olabileceği gibi mevcut depresif belirtileri artırarak dikkat eksikliği, unutkanlık, uykusuzluk, yorgunluk, hatta bazı zamanlar ölüm düşünceleri gibi belirtilere de sebep olur.
Terapi ve Danışmanlık Süreci
Panik atak terapisinde kullanılan yöntemlerin neredeyse hepsine hakimim. Önemli olan başvuran kişiyi önce iyice değerlendirmek ve ona hangi yöntemin iyi geleceğini tespit etmek. Tabi bu tespit işi her zaman kolay olmuyor, süreç içerisinde değişebiliyor, amaç danışanın maksimum fayda almasını sağlamak.
Genellikle panik atak, anksiyete yaşayan bireylerle çalıştığım için şunu rahatlıkla söyleyebilirim; panik atakların son bulması ancak size doğru bilgiyi sağlayan ve koşulsuz destekleyen bir uzmanla çalışırken mümkün olabiliyor. Bu şu anlama geliyor, panik atak ve anksiyetenin doğası gereği öğrendiğimiz herhangi bir yanlış bilgiyi büyütme ve onu çok abartma eğilimde olabiliyoruz. Böylece aşırı korku ve panik halinde kendimizi yalnız hissediyor, çaresizce umutsuzluğa kapılıyoruz. İyi bir uzman önce panik ataklı kişiye doğru bilgiyi sağlayarak sonrasında ise danışanının yanında olarak onun paniğini önleyebiliyor. Tüm bunlardan sonra yöntemleri belirlemek en uygunu oluyor. Size açıklanan durumlarda terapiye sadık kalmanız için işbirliği yapıyoruz, bu işbirliği sizden beklenenler şeyleri içeriyor.
İlk görüşmede danışanın öyküsü detaylı öğrenildikten sonra; süreç, kişinin farkındalık düzeyine bağlı olarak genellikle doğru bilginin sağlandığı psiko-eğitimle başlıyor. Psiko-eğitimle yanlış öğrenileni, panik atağa sürükleyen durumları, kulaktan dolma hatalı bilgileri, internette dolaşan yanlış metinleri danışanıma gösteriyorum; doğrusunu mantığa ve akla uygun olarak bilimin ışığında anlatıyorum, böylelikle yanlış bilgilerin tersi yönünde doğruya yönelmiş ikna süreci başlıyor. Çoğu kişi bu aşamada epey bir rahatlıyor. Kişiye göre değişse de genellikle progresif relaksasyon, davranışçı terapi, çözüm odaklı terapi, ikna terapisi, varoluşçu terapi, bilişsel terapi, mindfulness yöntemleri kullanmayı tercih ediyorum. Ancak bütüncül yaklaşımı benimsediğim için bunların yetersiz kaldığı durumlarda ya da beklenen sonuç geciktiğinde şema terapisi, emdr terapisi yöntemleri de kullanmaktayım. Bazı durumlarda danışanlar terapiye uygun olmayabiliyor, kişide yoğun duygu durumu olduğunda örneğin yoğun acı duygusu yaşadığında, dikkat ve konsantrasyon sorunları görülebilmekte. Bu gibi durumlarda danışanın isteği doğrultusunda psikiyatri işbirliği ile ilaç desteğine başvuruyoruz.
Ortalama panik atak terapisi 10-15 seans sürebilir, ancak burada kişinin terapiye geç kalmış olması gibi çok önemli bir faktör de yer alıyor. Bu faktöre bağlı olarak şunu diyebilirimki geç kalmadan başvuran bir kişi 4-5 seansta panik ataktan kurtulabiliyor, ancak önerim en az 10 seans. Eğer kişi hiç psikolojik destek almamış ve yılları panik atakla geçmişse, panik atakların sonlanma süresi çok daha uzun olabiliyor. Tekrar bir rakam gerekirse orta düzeyde sıkıntı çeken bir panik ataklı için 10-15 seans yeterliyken uzun yıllardır kalıcı panik ataklar yaşayan kişiler için 30-40 seansa kadar süreç uzayabilmektedir. Panik atak doğru destek alındığında sonlanabilen bir sıkıntıdır, buradaki en önemli şeylerden birisi de kişinin terapiye sadık kalması ve sabırla sürecin tamamlanmasını beklemesidir.
Terapinin Faydaları
- Psikolojik sıkıntılarınızı sonlandırırsınız.
- Kendi kendinizin terapisti olursunuz.
- Yaşam kaliteniz artar.
- Bakış açınız faydalı yönde değişir.
- Kendinize vakit ayırıp, dinlenirsiniz.
- Sağlıklı ilişkiler kurmaya başlarsınız.
Uzmanlık Alanlarım

Benzer sorunlar yaşıyorsanız lütfen benimle iletişime geçin
0 534 210 9005